13 Aralık 2018 Perşembe

SULTAN II. ABDÜLHAMİD VE EĞİTİM

SULTAN II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ EĞİTİM POLİTİKASI

         Geçmişten günümüze değin tarih incelendiğinde, toplumların gelişmesinde rol oynayan önemli unsurlardan birinin eğitim olduğu söylenebilir. Özellikle, büyük alanlarda yaygınlık göstermiş ve hakimiyetini kanıtlamış imparatorlukların kültürel kaynaklarını gelecek nesillere aktarmalarında ve kendi kültürleri ile bu nesle yol gösterici olmaları hususunda eğitimin çok önemli bir araç olduğu görülmüştür. Eğitim ile bir toplumun modern çağa geçmesi ve yeniliklere daha kolay adapte olabilmesi mümkün olmaktadır. Bu bağlamda eğitimi önemli bir faktör olarak gören Osmanlı Devleti incelendiğinde, eğitim sistemi ve eğitim kurumları ile ilgili yararlı bulgulara rastlamak mümkündür. 
         Bu makalede II. Abdülhamid döneminde eğitim alanında gelişen reformlar ele alınmıştır. Eğitim alanında Osmanlı’da yapılan yenilikler ilk defa II. Mahmud döneminde başlatılmış, daha sonra Sultan Abdülaziz devrinde de eğitime yapılan yatırımlar sürdürülmüştür. Osmanlı devletinde eğitim sisteminin temelini medreseler oluşturmaktadır. II. Abdülhamid dönemine değinildiğinde eğitim sisteminin düzensiz olduğu görülmektedir. Bu noktada II. Abdülhamid’in eğitimi düzenlemek amacıyla merkezi bir sistem ortaya çıkarmıştır. Eğitimin yaygınlaştırılması için ülke genelinde her yerde okullar açılmasını sağlamıştır. II. Abdülhamid, devletin geleceğinin, İslam ilkelerini benimseyen eğitimli gençlerle mümkün olduğu kanaatini benimsiyordu. II. Abdülhamid döneminde ilk öğretim, orta öğretim, yüksek öğretim alanında pek çok okul açılmıştır. Eğitime verilen önem sebebiyle kız ve erkek öğretmen okulları açılması sağlanarak eğitim kalitesi artırılmaya çalışılmıştır.


* Bu çalışma 1876-1908 Yılları Arası İstanbul’da Açılan Okulların Mali Kaynakları adlı yüksek lisans tezinden yararlanılarak türetilmiştir.

        Eğitim bir toplumun en önemli değerleri arasında yer almaktadır. Toplumların gelişmesi ve ilerlemesi açısından bu ehemmiyetli görevi eğitimin üstlendiği söylenebilir. Eğitim toplumların en küçük parçası olan bireyi şekillendirerek ülke geleceğine yön verir. Osmanlı Devleti, eğitimin önemini kavramış ve eğitimde gelişmiş diğer dünya ülkelerini gözlemleyerek, ülkenin toplumsal ve ahlaki yapısına en uygun olabilecek eğitim sistemini geliştirmeye çalışmıştır.
         Osmanlı Devleti’nde eğitim sisteminin temeli medreselerden oluşmakta idi. Medreseler, eğitim verilen ilk kurumlar olarak büyük bir öneme sahipti. Ancak ilerleyen dönemlerde ortaya çıkan bozulmalar medreseleri olumsuz yönde etkilemiştir. Bu eksiklikleri gidermek amacıyla Sıbyan Mektepleri açılmıştır. Sıbyan Mektepleri, her köy ve mahallede bulunmakla birlikte, burada dini ve ahlaki eğitim odaklı kurumlar olarak hizmet vermiştir. 
         Eğitim alanında yapılan ilk reform hareketi, II. Mahmut’un Mekteb-i Tıbbiye ve Mekteb-i Harbiye’yi açması olmuştur. Her iki mektep de ilerleyen zamanlarda eğitim, siyaset ve toplumsal dönüşümlerde rol alacak kadroları yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Gülhane Hatt-ı Hümayundan bir zaman sonra laik bir eğitim programı hazırlanması için Geçici Eğitim Meclisi seçilmiştir.1846 senesinde Ticaret Bakanlığındaki bu meclis Mekatib-i Umumiye Nezareti ve ardından 1866’da Maarif-i Umumiye Nezareti dönüştürüldü. İmparatorlukta, ilk önce öğretmenden başlamak koşuluyla iyi bir eğitim vermek amacıyla ilgili planlar hazırlanmıştır. 
        Her ne kadar eğitim sistemi geliştirilmeye çalışılırken diğer taraftan yeni okulların nasıl bir fonksiyonu yerine getireceği konusunda tedirginlikler yaşanıyordu. Savaşlar sebebiyle mali durum kötüye gitmiş hazine neredeyse boşalmış bir durumdaydı. Artan dış borçlar göz önüne alındığında eğitime ayrılan pay çok kısıtlı bir hal almıştı.
        Osmanlı Devleti’nde batılı anlamda bir eğitim sisteminin gerekliliği ilk defa III. Selim ve daha sonra II. Mahmut dönemlerinde fark edilmiştir. Subay, yönetici, mühendis yetiştirecek teknik okullar geliştirilmiş, ancak öğrencilerin yabancı dil bilmemesi problemi nedeniyle arzu edilen seviyeye ulaşmak mümkün olmamıştır. 
        II. Abdülhamid döneminde eğitim ve öğretimle ilgili yaşanan gelişmeler ise geçmişe nazaran daha düzenlidir. Modern eğitim yerleşmiştir, devlet eğitimdeki öneminin ve görevinin farkındadır. Okullara devlet tarafından mali destek sağlanmış, eğitimin finansmanı için vergiler aracılığı ile kaynak sağlanmaya gayret edilmiştir. II. Abdülhamid, vilayetlerdeki eğitime özel bir değer vermiştir. II. Abdülhamid dönemi, eğitim bilincinin yerleştiği ve elden gelen tüm imkanların ortaya konulduğu bir dönemdir. II. Abdülhamid, eğitimin, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurtuluşunun tek çaresi olduğunu bilen bir padişahtır. Dönemin şartları göz önüne getirildiğinde imparatorluk, Kırım Savaşı’ndan sonra yoğun bir dış borç altındadır. Ayrıca kötü mahsul, yapılan savaşlar ekonomiyi fazlasıyla olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Maarif Hisse-i İanesi eğitimin sürekliliği için önemli bir adım olmuştur. 
        Genel olarak Osmanlı Devleti eğitim tarihine baktığımızda, Tanzimat öncesi dönemin bir başlangıç noktası olduğu, Tanzimat sonrası dönemin ise daha fazla geliştirmeye açık olunan bir eğitim sistemine sahip olduğu görülmektedir. 
        1868 Maarif Nizamnamesi ile eğitimde ilk dönüşümler başlamıştır. 
        Eğitim anlamındaki en büyük atılımın ise II. Abdülhamid dönemi ve sonrasında gerçekleştiği söylenebilir. Osmanlı devletinde yaşanan mali krize ve zorluklara rağmen eğitim yüzyılı olarak ilan edilen dünyadaki eğitim yarışına Osmanlı Devleti de dâhil olmuştur.

II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ EĞİTİM 
        
            II. Abdülhamid tahta çıktığında Osmanlı Devleti’nde birbiriyle ilgisi olmayan farklı felsefe ve müfredata sahip üç okul sistemi bulunmaktaydı. Bu okullar medrese ve sıbyan mektepleri, Maarif Nezaretine bağlı laik okullar ve özel okullar olmak üzere üçe ayrılmaktaydı. II. Abdülhamid devrine şahitlik eden devlet eğitim sistemi şu şekildedir. Devletin, bir genel eğitim politikası vardır. Bu, hükümette bir maarif nazırının bulunması ve bütçeden eğitim için finanse edilecek bir paranın ayrılmasından anlaşılmaktadır. Bu politikanın amacı ise kız ve erkek çocuklara özel olarak ilk, orta ve yüksek öğrenim bölümlerini içeren bir eğitim sistemini geliştirmekti. Bu amaç mukabilinde orta ve yüksek dereceden meslek ve teknik okullar açılmıştı.
II. Abdülhamid Dönemi Eğitim Teşkilatı 

         1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde oluşturulan merkezi teşkilat yapısı 1872’de bazı düzenlemeler yapılarak I. Meşrutiyetin ilanına kadar süregelmişti. Kanuni Esasi hükümleri arasında eğitimle ilgili mevcut hükümler de yer almaktaydı. Birinci Meclis-i Mebusan’ın açılışında, yapılacak her türlü ıslahatın ülkenin her anlamda gelişmesinin sadece ilim ve eğitim sayesinde gerçekleşeceği üzerinde ısrarla durulmuştu. Eğitim ve Öğretim, Kanun-i Esasi ‘de bir emir olarak devletin görevleri arasında öngörülmüş ve eğitim düzenlenmediği taktirde, diğer alanlarda yapılacak ıslahatın başarılı olamayacağı açıkça dile getirilmiştir. Fakat 1877 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle yaşanan mali sıkıntılar eğitim alanında yapılacak düzenlemelerin ertelenmesine neden olmuştur. 1879 yılında çağın gereklerine uymakta zorluk çeken Maarif Nezareti modern bir hale getirilmiştir. II. Abdülhamid döneminde eğitim merkez ve taşra teşkilatı olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Ancak merkez teşkilatının taşra maarifini denetlemesinde problemler çıkması nedeniyle taşra-merkez arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek amacıyla bünyesindeki müfettiş sayısı artırılmıştır. 1886 yılına gelindiğinde ise yeni daireler açılmıştır. Bunlardan biri müfettişler bölümüne dâhil edilen Milel-i Gayrimüslime ve Ecnebiye Okulları Müfettişliği’dir. Diğeri ise Mekatib-i İdadiye Müfettişlikleridir. Eklenen iki daireden şu sonuca ulaşabiliriz. İdadi Müfettişliğinin açılması, bu okulların ne denli arttığını ve teftişe ihtiyaç duyduğunu gösteriyordu. Gayrimüslim ve ecnebiler için müfettişlik açılması ise bu okulların zararlarını engel olmak için sık aralıklarla denetimin şart olduğunu göstermekteydi. Bu tarihe kadar bu okulların kontrolü ve denetimi yapılamadığından ötürü zararlı faaliyetleri etkisini gösteriyordu. 
          II. Abdülhamid devrinde, eğitim alanında yapılan en önemli hizmetlerden biri de vilayetlere kadar eğitimin ulaştırılmasıdır. Tanzimat döneminde İstanbul dışında okullar açılamamıştı. Ancak 1878 yılından itibaren imparatorluğun her köşesine devlet tarafından eğitim hizmetleri yaygın bir şekilde verilmeye başlanmıştı.

II. Abdülhamid’in Eğitimle İlgili Görüşleri 
     
         II. Abdülhamid devletin güçsüz olduğunun bilincindeydi ve bunu çoğu kez belirtmişti. Devlet, finansal alanda güçsüz olduğu kadar eğitim alanında da güçsüzdü. II. Abdülhamid’in en çok üüzüldüğü konulardan biri de Müslüman halkının cehaleti ve eğitimsizliği idi. II. Abdülhamid, halkın aydınlanmasına büyük önem veriyordu ve yaptığı işlerin özünde ‚''Maarif bütün ilerlemelerin hazırlayıcısıdır.'' sözü yatmaktaydı. II. Abdülhamid, tahta geçtiği yıllardan itibaren hemen her yerde okul açmıştır. II. Abdülhamid, devletin okullarından yetişecek dindar ve ilime gayretli gençlerin devletin geleceğini inşa edeceğini düşünüyordu. II. Abdülhamid, Osmanlı Devleti’nin temelini İslamiyet olarak görüyordu. Devletin geleceğini İslamiyet’in gücüne bağlıyordu.Gençlerin İslam ahlakı açısından yetersiz yetişmeleri halinde öğrencilerin ülkenin menfaatini sağlayamayacağı fikrine hakimdi. II. Abdülhamid dönemi, müfredatta İslamiyet’e daha güçlü bir vurgu ile birlikte, eğitimde artan bir kurumsal modernleşme sürecini de içinde barındırmaktaydı. Temel modern araçlar olarak kullanılan ders kitapları ve öğretmenlerin mektep içi davranışlarını tertipleyen ayrıntılı nizamnameler hazırlanmıştır. Sultan II.Abdülhamid, devlet okullarında yetişecek gençlerin İslami hamiyete ve devlete sadakate uygun davranış özelliklerine hakim bireyler olarak yetişmelerini amaçlıyordu. 
         Bu dönemde öğrencilerin İslamiyet vurgusu altında yetiştirilmek istenmesinin altında önemli nedenler bulunuyordu. Yabancı devletler tarafından açılan okullar hangi dine mensupsa öğrencilere derslere o dinin ibadetlerini yaparak başlıyorlardı. Müslüman ailelerin çocuklarını bu okullara göndermek istemesinin en önemli sebebi, bu okulların eğitiminin yabancı dilde eğitim vermesi ve devlet okullarıyla kıyaslandığında gerek eğitim yönünden gerekse dersliklerin fiziki ortamı açısından modern oluşu yatmaktaydı. Devlet okullarının sınırlı bütçelerle kurmaya çalıştıkları okullar karşısında yabancı okullarla mücadele etmesi çok zordu. 
         Dönem içerisinde alınan önlemlerden biri de nahiye merkezlerinde açılması düşünülen bölge ilkokullarıydı. Anadolu’da özellikle Doğu Anadolu’da köylerin küçük ve dağınık olması sebebiyle devlet tarafından okul yapılması finansal açıdan bütçeyi zorluyordu. 1896 yılından itibaren bölge ilkokulları önerisi ortaya atıldığında hükümet tarafından yeni usulde yapılacak eğitimin faydalarını da göz önünde bulundurarak maarif bütçesinden maaşları karşılanmak üzere öğretmen bulunması hakkında karar verilmişti.

İlk Öğretim

          Bu dönemde kanuni olarak ilk öğretimin zorunluluğu ilan edilmiştir. Merkez ve taşrada ilk öğretimin yayılması için çalışılmıştır. Öğretim sisteminde teklik sağlanmış ve iptidai okullarının sayısı artırılmıştır. Devrin siyasi hareketi olarak halkın kalabalık olduğu yerlerde ilk öğretime ehemmiyet verilmiştir. Açılan gayrimüslim ve cemaat okullarının siyasi ve çocukların dini eğilimlerine zarar vermelerini önlemek amacıyla hem açılan okul sayısı arttırılmış hem de gayrimüslim çocukların da bu okullarda okutulması konusunda resmi kararlar alınarak eğitimin kitlelerce ulaşılabilmesi gayesi hedeflenmiştir.
          Vilayetlere eğitimin götürülmesi ve yaygınlaştırılması II. Abdülhamid devrinde gerçekleştirilebilmiştir. Arşiv kaynaklarına göre devleti vilayetlerde eğitim atılımına yönelten sebepleri şu şekilde özetleyebiliriz: Eğitimin imparatorlukta yayılmasının ancak iptidai okulların açılmasıyla ve yeni öğretim yapan okulların sayısının çoğalmasıyla sağlanabileceği, imparatorlukta sayıları çok fazla olan fakir çocukların en azından ilk tahsillerini yapmaları gerektiği amacı bulunuyordu.
Orta Öğretim, Yüksek Öğretim

           Orta öğretim ve yüksek öğretim eğitim kurumlarıyla ilgili genel kaynaklara göz attığımızda II. Abdülhamid'in yaptırdığı okulların adlarına ulaşabiliyor iken bu okulların konumları, bütçe planları, sistemdeki düzenlemeleri v.b. ayrıntılı düzenlemelerin fazlaca saptırılmış, gerçeklerin dolaylı veya abartılmış olarak yansıtılması sebebiyle yanlış bilgi vermemek adına ulaşabildiğimiz okulların adlarını yazmayı uygun görüyoruz. Bilgi verirken ayrımcılığa, kin ve düşmanlığa yöneltici olmamak adına düşünsel değil, yalnızca tarihsel bilgiyi aktarıyoruz.
         
  • Hukuk Fakültesi açıldı
  • Güzel Sanatlar Fakültesi açıldı
  • Ticaret Fakültesi açıldı
  • Yüksek Mühendislik Fakültesi açıldı
  • Dârülmuallimât (Kız Öğretmen Okulu) açıldı
  • Bütün yurtta İdadiler (Lise) açılmaya başlandı
  • Halkalı Ziraat ve Veterinerlik Fakülteleri açıldı
  • Aşiret Okulu açıldı
  • Bütün yurtta Rüşdiyeler (Ortaokul) açılmaya başlandı
  • Dünyanın ilk dişçilik okulunu kurdu.
  • Paris’te İslam Külliyesi kurdu.
  • Maden Fakültesi açıldı
  • Şam Tıp Fakültesi açıldı
  • Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi açıldı
  • Pekin’de Üniversite kurdurdu. (Dar’ul Ulum’il Hamidiye = Hamidiye Üniversitesi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder